Doğayla içiçe, bir o kadar da konforlu bir tatile ne dersiniz? Eğer cevabınız olumluysa, müjdeyi verelim; Orda bir ekolojik köy var, hem de uzakta değil, çok yakında... Yalova’nın Armutlu ilçesine bağlı Mecidiye köyünde. Eskiden ormancılıkla geçinen bu köyün ekolojik tarıma yönelmesine öncülük eden kişi ise BÜ Sosyoloji mezunu Tülay Andiç’87. Andiç, ayrıca açtığı Thuya Ekopansiyon’da, misafirlerine yumurtayı kümesten, domatesi bahçeden toplayacakları bir tatil imkanı da sunuyor.
- Doğayla içiçe yaşama fikri nereden aklınıza geldi?
Ben, 1987 sosyoloji mezunuyum. Sosyolojiye Almanya’dan transferle geldim. Belli yerlerde çalıştım. Yüksek lisans yaptım sonra doktora yapmaya karar verdim ama tez aşamasında kaldı. Henüz bitirmedim. Kızımın doğmasıyla birlikte homeopatiyle ilgilenmeye başladım, kızım dağlarda doğada büyüsün istedim. Böyle olunca doğayla iç içe olabilecek yerler aramaya başladım.
- Yani buraya geliş maceranıza kızınız sebep olmuş,
Evet, ilk baktığım yer Edremit’ti, olmadı. Sonra bir gün yakın bir arkadaşım “Armutlu’da ucuz arsalar var, gel gidip bakalım” dedi. 1994 yılı 17 Mayıs günü arsa bakmak için Armutlu’ya geldik. Bazı şeyler tesadüf değil diye düşünürüm. Birkaç arazi gösterdiler. Şu anda üzerinde bulunduğumuz araziyi beğendim ve satın aldım. O zamanki tüm birikimimi buraya harcadım. Hiç param kalmadı ama oradan borç, buradan katkı derken 1995 yılında evi imar ettim. Ama mimarla bir anlaşmazlıktan dolayı ev çok büyük oldu. Hatta mimara bu ev ilk şekillendiğinde “bu ne böyle, otel gibi olmuş” dedim.
- Peki şu anda yaptığınız ekolojik tarım ve turizm işine nasıl girdiniz?
Büyüklüğünden rahatsız olduğum evin faklı olarak işe yarayacağı kanaati oluştu bende ve burayı pansiyon yapmayı düşündüm. Bu düşüncemin hayata geçmesinde Yalova Turizm Müdürü’nün desteği çok önemli oldu. Pansiyon için ruhsat işlerine girince ufak ufak devlet erkanı ile tanışmalar başladı. O zamana kadar kimse benim varlığımdan haberdar değildi. Köylüyle 10 yılı aşkın bir süredir haşır neşirim. Devlet yetkilileriyle yaptığım görüşmelerde devletin ormancılıkla geçinen köyün geçim kaynağını değiştirme fikrinde olduğunu öğrendim. Ben de ekolojik tarımın bu iş için uygun olduğunu düşünerek yola çıktım. Zaten ben 1996 yılından beri bu arazide ekolojik sebzecilik ve meyvecilik yapıyorum. Kendi çalışma alanımı da ekolojik tarım ve turizm olarak belirledim.
- Projeyi hayata geçirmek için neler yaptınız?İlçe Tarım Müdürlüğüne gittim. “Köylerin geçimi için alternatif proje arıyormuşsunuz, benim bir projem var” dedim. “Uzun süredir bu köydeyim, ekolojik tarımla uğraşıyorum ve köylüyü yakından tanıyorum. Bu proje başarıya ulaşır” diye anlattım. İlçe Tarım Müdürlüğüyse bu projenin köylüler tarafından benimsenmeyeceğini savundu. Bu olumsuz görüş beni yıldırmadı ve projeyi valiliğe götürdüm. “Ben vatandaş Tülay, sosyolog, Armutlu Mecidiye köyde böyle bir proje yapmak istiyorum ama İlçe Tarım Müdürlüğünden istediğim desteği alamıyorum” dedim. Vali ilgilendi ve projeyi destekleyeceğini söyledi. Böylece proje resmi kurumların da gündemine girmiş oldu.
- Devlet projeye dahil olduktan sonra ne gibi destekler aldınız veya alacaksınız?
Devlet bu proje kapsamında su ihtiyacının sorunsuz karşılanması için çalışma yapacak. Toplu ekolojik tarım sertifikasyonları yaparak köylünün sertifikasyon giderini azaltacak ve ekolojik tarım için köylüye düşük faizli kredi verilmesini sağlayacak. En önemlisi de damla sulama için çalışma yapılacak, killi toprakta salma sulama yapan bir köylümüz var maalesef...
- Belli ki bu iş, projenin birçok alanla ilgisinden dolayı çok yönlü bir iş olacak. Peki, nasıl koordine edilecek?
Projenin en önemli özelliklerinden biri, projenin sivil inisiyatifin başlattığı ve devletin sahip çıktığı bir proje olmasıdır. Sizin de söylediğiniz gibi proje çok yönlü. Bundan dolayı turizm, çevre, orman, köy işleri, tarım müdürlükleri ve ilgili kurumlarla sivil inisiyatifin temsil edildiği bir üst komisyon kurulması çok önemliydi. Birçok birimin içinde olduğu bir komisyon olmalı ki proje parçalanmasın. İyi bir koordinasyon ve takiple başarıya ulaşsın.
- Bu dönüşümün sağlanması için köylünün de desteği gerekiyor.
Onların katılımı ve ilgisi nasıl? Bu proje için pilot bölge seçilmiş üç köyümüz var. Halimiye, Selimiye, Mecidiye. Bu köylerde toplam 150 hane var ve başlangıç olarak Mecidiye’de 50 hane, diğer köylerdeyse neredeyse tamamı bu işe gönüllü.
- Köylünün desteğini nasıl sağladınız?
Köylüyle çok uzun yıllardır iç içe olmam, onları iyi tanımam çok önemli oldu. Bence her proje hazırlanırken içinde mutlaka bir toplumbilimci olmalıdır. Bunun yanında ürettikleri ürünlerin kıymetini daha iyi anlayabilmeleri için CityFarm’dan bir yetkili getirerek ekolojik ürünler, satış değerleri ve pazar hakkında bilgi verdik. Ekolife ile bağlantı kurdum, sertifikasyon sürecine giriyor olduğumuz için, “her şeyinizi alırız” dediler. Ayrıca Marmara Birlik’le de bağlantı sağlandı. Bunlar ikna edici etkiler olmakla birlikte, yine de köylü boş bırakılmamalı.
- Sizin kendi adınıza yaptığınız iş iki bacaklı; turizm ve ekolojik tarım. Tam olarak ne yaptığınızdan biraz bahseder misiniz?
Burası, 12 sabit yatak, 3 küçük oda, 1 büyük oda, 1 orta boy odadan oluşan küçük bir pansiyon. Ayrıca arazide konaklamak isteyenlere de hizmet verebiliyoruz. Burada doğayla baş başa bir yaşam tarzı ve yemeklerde mümkün olan her şeyin ekolojik olduğu öğünler sunuyoruz. Bunun dışında yemek hazırlamak, bahçeden ürün toplamak, salça ve benzeri ürünleri yapmak, resim ve fotoğraf atölyesi, binicilik, meditasyon, yoga gibi etkinliklerimiz var. Ekoçiftliğimiz grup çalışmaları ve seminerler için de çok uygun. Aslında tam bir butik otel. Ev ürünleri üretimindeyse köylüyle paslaşacağız. Aslında süreç içinde herkes hangi ekonomik faaliyette olursa olsun, birbiriyle paslaşacak hale gelecek. Bu bölge ekolojik havza ilan edildi. Yalova da pilot bölge. Bu çok önemli bir gelişme, inşallah çalışmayı doğal park hedefine de ulaştırırız, çünkü benim gönlümde yatan nihai hedef bu.
- Bu tür projeler uluslararası kuruluşlar tarafından destekleniyor mu?
Ekoturizm, organik tarım yeni bir konsept ve giderek konvansiyonel turizmin geçeğini öngördüğüm bir konsept. Çevreyi, insanı, kültürü ve doğayı denge içinde gözeten bir turizm anlayışının gerçek turizm olduğunu söyleyebiliriz. Öne çıkan en önemli özelliğiyse, yerel halkın tali hizmetlerde değil, gerçek manada ekonomik katılım içinde olması. Dünyanın başka bölgelerinde de uygulanan bu konsept, BM ile diğer kalkınma ve çevre örgütleri tarafından da destek görüyor.
Kaynak: BÜMED
Monday, August 15, 2005
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
1 comment:
Dikkat.
Kisisel is baslatmak için bir kredi gerekiyor ?.
faturanizi ödemek için bir kredi gerekiyor mu?
Simdi kredi.teklif@gmail.com bize hemen kredi transferi ile devam
etkinlestirmek için: Eger ilgileniyorsaniz lütfen bu
e-postayi basvurun.
Ayrica bu e-postaya burada bize ulasabilirsiniz:
(finance_institute2015@outlook.com)
Eger ilgileniyorsaniz dolgu ve bu bilgileri dönerseniz biz,% 2 faizle
kredi veriyor
(1) Tam adi: ....................
(2) Kredi Tutari: ...............
(3) Kredi Süre: ..............
Dogum (4) Tarih: .................
(5) Cinsiyet: .........................
(6) Medeni Hali: ...............
(7) Ülke:
(8) Devlet: .....................
(9) Ev adresi: .........
(10) Ofis adresi: .........
Kredinin (11) Amaç:
(12) E-posta adresi:
(13) Telefon numarasi: ...........
(14) Faks numarasi: .............
Web Luis
Post a Comment