Thursday, June 09, 2005

SARIBELEN, TAŞ EV, ATLAR İÇİN AHIR, ERKAN MUMCU VE KEYİFLİ BİR FUAR

Az önce baktım da şaşırdım.

Son yazımı yazalı neredeyse bir ay olmuş.

İşlerin yoğunluğundan “köşe ahkamcılığımı” unutmuşum.

Benimkisi tatlı yoğunluk. Uyku yorgunluğumu öğlenlere kadar sürdürdüğümü herkes bilir. Sizde biliyorsunuz artık, öğlenden sonraları köye çıkma işi de eklendi yarım günlük çalışma saatlerime.

Köye çıkmaya açıklık getireyim.

Biliyorsunuz bizim belediye başkanına kızıp, Kalkan’dan hicrete karar vermiştim. Size de ayrıntıları anlatacağım diye söz vermiştim.

Ve Kalkan’ın yükseğinde eski adı Sidek, (Rumca yüzeyden çıkan su anlamına geliyormuş) yeni adı Sarıbelen olan köye taşınmaya başladık usuldan.

Atölyeyi taşıdık, eski bir taş ev arar olduk. ( buldukta atları bağlayacak ahırlı bir taş ev aramaktayız)
Sarıbelen Kalkan’ yaklaşık 10 km yüksekte şirin bir köy. Ormanın içerisinde, minik bir ovası da bulunan geniş bir araziye yayılmış, 1500 nufuslu, bilindik Akdeniz şirini bir köy.

Köy merkezi denilen yerde yan yana toplam yapı sayısı 15 i geçmiyor.

Bu nedenle ıssız gibi görünen ama büyük bir köy.

Eski bir Rum köyü olduğu söyleniyor.

Köylülerin çoğu yakındaki Yeşilköy’e yada Ova’ya yerleşip seracılıkla uğraşmak zorunda kalmışlar.(geçim sıkıntısından) Bu yüzden evlerin çoğu insansız şu sıralar. Ama bizim “Sanatta yaşayan tarih Liycia “ projesinden oldukça etkilendiler Sarıbelen'liler. Gerçekten çok yardımcı oluyorlar her konuda.

Daha 2 ay bile olmadan 15 kadar genç Sarıbelen’li, bizim atölyede kurs görüp çalışmaya başladı. Sanırım birkaç ay içerisinde tüm üretimi Sarıbelen’e taşıyıp sanat kurslarını çeşitlendirmeye başlayacağız.

Şimdiden bir kenara atılmış eski kilim tezgahlarını çıkartıp, unutmaya başladıkları desenleri hatırlamaya başladılar bile. Bizde üretecekleri kilimler için pazar araştırmasına ve gerekli donatıları bulmalarına yardımcı olmaya çalışıyoruz.

Ayrıca evlerinde eski usul zeytinyağı ve sabun üretmeleri için teşvik ediyoruz. Bu sezon tüm “Mosaicci”’ lerde satışa yetiştirecekler sanırım. Biz çok güzel şişeler yaptırttık bile.

Bir yandan da, köydeki eski taş evlerin restore edilmesi için sahipleri ile toplantılar yapmaya başladık. Amacımız eski taş evlerin korunarak restore edilmesini ve turizm amaçlı kullanılmasını sağlamak. Bu çabamıza ilişkin çalışmalarımız sonuç verdi ve İngiltere’den bir arkadaşımız dün Kalkan’a geldi. Yarın köye gidip gerekli çalışmaları yapacak.

Öte yandan başka bir gurup arkadaşımız (Kaş SUN CAFE elemanları) köyde bizden önce ekolojik tarım için modern bir sera kurup işe girişmişler zaten.

El birliği ile bu güzel doğa parçasını, betonlaşmaktan kurtarabilirsek, " ne mutlu Sarıbelenli’yiz" diyeceğiz.
Daha öncede yazmıştım. Bu yörede Ankara’dan bir takım adamlar gelip 2b denilen (orman vasfını yitirmiş ) arazileri çok ucuza kapatmaya çalışıyorlar. 500 dönüm kadar arazinin sahibi köylüyü de kandırmayı başarmışlar.

Söylentiye göre Turizm Bakanı Erkan Mumcu da bu operasyonun ortağı imiş.(yada arazi toplayanlar köylüyü böyle kandırıyor)

Daha önceki yazılarımda bunu sayın bakana sormuştum ama yanıt gelmedi. Böyle bir şeyin gerçek olabileceğine inanmak istemiyorum, ama sorular yanıtsız kalınca, söylentiler insanın moralini bozuyor.
Neyse sonuç olarak Sarıbelen köyüne (sivri sinek bile yok) hicretimizin olabildiğince özeti bu.

İnşallah bir gün Sarıbelen’de Kalkan gibi, beton parkeden yapılmış caddelerinde beton kamyonlarının, zeytinlikleri içerisinde sayısız iş makinalarının ve gözlerini para hırsı bürümüş at sineklerinin kaynaştığı bir yere dönüşmez. Bu günkü gibi, sakin huzurlu ve çamların serin gölgesinde dolaşılabilecek ve yaşanacak bir yer olarak kalabilir.

Huzur deyince aklıma geldi, geçen hafta İstanbul’daydım yine. Bir hafta konakladım.
Özlenilesi sevdiklerimi görmem hoştu, hasretleri zımparaladık.
Ama trafik, kirli hava, kötüye alışmış ve kanıksamış İstanbul’lular için güzel bir girişimin farkına vardım.

Yanılmıyorsam 19-23 mayıs tarihleri arasında çok hoşunuza gidecek bir fuar organize ediliyor.
Adı, "Keyifli İş ve yaşam Fuarı." Kent yorgunu insanlara çok iyi gelebilecek bir organizasyon. Beylik düzünde.
Yolu belki yorucu ama gitmenize değer diye düşünüyorum.

İçeriğinin adı üstünde, keyifli işler yaparak yaşamını sürdürmeyi başarmış sektörlerin hem tüketicilerini, hem de birbirleri ile buluşturma amacında bir fuar.

Tüm doğa sporları, ekolojik tarımla uğraşanlar, sanat kursları, sanatsal vakıf ve dernekler, bahçe, kendin yap sektörü ve sektörün firmaları gibi, çok keyifli konuların sektör temsilcilerini buluşturan bir girişim.
Eğer çok geç haberim olmasaydı, Mosaicci ailesi kesin katılırdı. Ama gelecek seneye kesin katılacağız.
Ne yapın edin mutlaka ziyaret edin. Beğeneceğinizden eminim. (valla billa organizasyonla herhangi bir ortaklığım yok)

Gene yazıyı uzatıp kantarın topuzunu, kefesine karıştırdım, kaçırdım.
Ama birazda siz arandınız. Neydi o mailler. “Hastamısın yazmıyorsun, kanarya adalarına mı gittin, belediye başkanı bilgisayarınımı kırdı,” ( biride kovuldunmu die sormuş) şeklinde şirin sorulardan biraz kadaif oldum galiba.

Söyleyim çok pis şimaririm.

Sevgi ve kolaylıklarla kalın.

Cuma hikmet 11mayıs2004 KALKAN (taş ev buluncaya kadar, at ahırı olan)

1 comment:

Anonymous said...

Webmaster cok tesekkurler...

Selamlar SevalHatice